margin-top:-20px;
 

Osman Çakır Facebook Adresi Osman Çakır Twitter Adresi Osman Çakır Google Plus Adresi Osman Çakır Youtube Sayfası Osman Çakır Matematik RSS

Ankara Matematik Özel Ders | Osman Cakir

Günlük Hayatta Matematik Ve Önemi !

Günlük Hayatımızda Matematiğin Önemi,Yaşamımızda Matematik !

Matematik Öğretimi konusunda çocukların öğretmenlerine sorduğu şu soru anlamlı ve önemlidir. Öğretmenim bu öğrettikleriniz hayatta ne işe yarayacak? Nerede kullanılıyor?
 
 
Öğretmenin verdiği cevaplar şunlar olabiliyor.
1. Seçme sınavlarında bu konudan 3 soru çıkacak. O zaman ne işe yaradığını anlarsın.
2. Sus. Otur. Bunları öğrenmen lazımdır. İlerde anlarsın.
3. Üst sınıflarda işine yarayacak. İlerde kullanacaksın.
 
Öğretmenler, matematik konularını sadece anlatıyorlar. Sayılar ve sembollerle işlem kurallarını ezberletiyorlar. Çocukların kendileri gibi anladıklarını sanıyorlar. Daha açıkçası, nasıl öğretilmesi gerektiğini araştırmıyorlar ve geleneksel şekilde bilgileri aktarıyorlar. Geleneksel öğretimle yetişen insanın bilgi çağı standardına aykırı olduğunu bilmiyorlar. Anlamlı ve kalıcı öğrenme yapamıyorlar. Çocuklar, kısa süre sonra hiç bir şey hatırlamıyorlar ve öğrendiklerini hayatta nasıl kullanacaklarını bilmiyorlar.
Öğrenciye düşen görev ise sınavlarda ve ev ödevlerinde başarılı gözükmek için çok alıştırma yapmakla sınırlı kalıyor. Buradaki alıştırma denen şey, yeni bir düşünce, bir fikir, bir çözüm yolu vb aramak değildir. Ezberletilen kurallara bağlı işlem yapmaktan ibarettir. Çocukların, Hesap Makineleri gibi otomatikleşmesini sağlamaktır. Bu çeşit öğrenmeye papağan öğrenmesi deniliyor.
Öğrenci anlayamadığı ve kendisine karışık gelen kuralları ve formülleri ezberlemekten başka çare bulamıyor. Öğretmenler de bu noktada eğitimsiz olduğundan yardımcı olamıyor. Ezber bilgileri unutmamak için öğrencilerin ara sıra tekrar etmekten başka çareleri yoktur. Kavramları, kuralları, formülleri, işlemleri anlamak için uğraşmak, üzerinde düşünmek zaman kaybına ve başarısızlığa sebep olarak gösteriliyor. Böylece, düşünemeyen, sorgulayamayan, hiçbir şeyi önemsemeyen, her şeye boş veren ve ancak söyleneni yapan insan tipi ortaya çıkıyor. Öğrencilerde matematiğe karşı olumsuz ön yargılar oluşuyor. Buradaki yanlışlık öğretimin yapılış şeklinden kaynaklanmaktadır. Düşünmekten, zorlukların üstesinden gelmekten, problem çözmekten, bilgiyi keşfetmekten, sanat ve estetikten her insanın zevk aldığı biliniyor. Öyleyse, bunları içinde barındıran matematik öğretiminden çocuklar niçin zevk almıyorlar? Niçin sınıf içi demokrasi gelişmiyor? Sınıflarda soru soramayan ve bazı grupların etkisi altında kalıp konuşamayan üniversite mezunları yetişiyor?
 
Bunların sorumlusu demokratik tutum geliştirememiş öğretmenler ve uygulanan öğretim yöntemleridir. Bu bize öğretmenleri suçlama hakkı getirmez. Çünkü onlara da matematik bu şekilde öğretilmiştir. Öğretmenlerin, öğretim elemanlarının gelişmeleri izlememeleri ve kendilerini yenilememeleri sisteminde zayıflamasına neden olmaktadır. Bu nedenle öğretmenler, bunlardan dolayı sorumlu tutulabilir (King, 1998)
 
Çocukların hemen tamamının (-2) .(-3) = +6 işleminin niçin böyle olduğunu ve anlamının ne olduğunu anlamadıkları araştırmalardan biliniyor. “ Öğretmenim ben bu işlemi anlamadım. Açıklarmısınız “ diyen öğrenciye öğretmenler, bu bir kuraldır. Eksi ile eksinin çarpımı artı eder demektedirler veya ayıp çocuğum daha dün söylemiştim ne çabuk unuttun demektedirler (Ardahan, H.&Ersoy, Y.,1998a), (Ardahan, H.& Ersoy, Y.,1998b)
 
11 sayısının 10 ile çarpımı, 11 sayısının sağına bir tane sıfır yazılır şeklinde ezberletilmektedir. Öğrenci bundan bir şey kazanmaz. Aksine, sihirli bir iş olduğu izlenimini edinir. Öğretmenlerin bu tutumu, öğrencilerin düşünme şanslarını ellerinden almak anlamına gelir. Matematiğe karşı olumsuz tavır gelişir ( MEGP,1997)
 
Doğru parçalarının alanı olmadığı için üç doğru parçasının ikişer ikişer uçlarının birleştirilmesi ile oluşan şeklin alanı olamaz.
 
 
Üniversite üçüncü sınıf öğrencileri ile kesir kavramının öğretimini yaparken “kesir” kavramı yenilebilir, atılıp tutulabilir somut bir nesneyi gösterebilir mi? Yoksa “kesir” kavramı soyut bir kavram mıdır? diye sordum. Siz de aynı soruyu kendinize sorabilirsiniz. Sınıftan aldığım cevaplar mevcut eğitimin gerçek yüzünü belgeler nitelikte idi. Yenilebilir, atılabilir, tutulabilir somut nesnelerin eş parçalarından her birisine kesir denir. O halde, kesir somut olan bir nesneyi temsil eder. Öyle değil mi?
 
Matematik öğretimi ve öğretmenler, bunlara benzer pek çok kalıcı kavram yanılgısını taşımakta ve nesillere yaymaktadırlar. Bu çeşit eğitilmiş insanlar, doğru ve sağlıklı düşünemediği gibi bilgiyi lazım olduğu yerde kullanmaya da cesaret edemezler.
 
Matematik bana da ezberci bir şekilde okutuldu. Ne matematik duygu ve düşünme, ne kritik düşünme, ne sorgulama, ne problem çözme stratejileri, ne de bilginin hayatta nasıl kullanıldığına dair uygulama becerileri öğretildi. Bu kavramları öğrenci iken duymadık bile. Ne yazık ki bugün de bir gelişme yok ve durum aynıdır. Bu şekilde eğitilmiş öğrenciler üniversiteye geldiği zaman sıralarda oturup öğretim elemanlarının matematik konularını kendilerine anlatmasını bekliyorlar ve kendilerinin rolünün de dinlemek olduğunu sanıp hiçbir araştırma yapmadan mezun oluyorlar.
 
Matematiğin değeri, bakkalda para üstü saymak, evin enini ve boyunu ölçmek, masrafları ve kalan paranın hesabını yapmak şeklinde takdim edilince matematik öğrenmek için çekilen zahmete değmediği sonucuna varılmaktadır. Bütün bilim dallarına yol gösterici olan matematiğin değeri ve amacı bundan çok daha yüksek olmalıdır.
 
• Birinci olarak, matematik insan hayatının tamamını kapsayan bir düşünme ve akıl yürütme sanatıdır ve hayatı yaşamaya değer hale getiren gayelerden biridir.
 
• İkinci olarak, matematik doğayı en mükemmel ifade eden üst düzey soyut ve sembolik bir dildir ve hayat içinde karşılaşılan olguları anlamada kullanılan ve onları açıklayan bir insan etkinliğidir.
 
Sosyal Bilimler, Fizik, Kimya, Biyoloji, Mühendislik, Elektrik, Elektronik, Havacılık, Denizcilik, Bilgisayar teknolojilerindeki gelişmelerle Bilgi Çağı’ nı doğuran medeniyetin limit, diferansiyel hesap, intagral hesap gibi matematik konularındaki gelişmeler sayesinde olduğu unutulmamalıdır. Bu gelişmelerin yaşandığı 15.- 18. yüzyıllarda Osmanlı Devleti gerileme dönemine girdiği için gelişme ve değişmelere karşı ayakta duramadı
 
Etiketler:

Ankara Özel Matematik Dersi | Ankara Matematik Özel Ders | Osman Çakır | Matematik Özel Ders | Hayat | Yaşantıda Matematik | Matematik Hayatta | Hayatımızda Matematik | Günlük Hayatta Matematik
Osman Çakır Matematik Öğretmeni,Özel Ders,Ankara Özel Matematik Öğretmeni, OsmanCakirMat.Tr.Gg,Bedava-Sitem,Osman Çakır Tr.Gg,Osman Çakır,Hakkımda,Grup Ders,Ders Ücreti,Gittiği Semtler,Ankara Osman Çakır,Özel Ders Osman Çakır,Çakır Osman,Osman Öğretmen,Osman Hoca,Adsense Özel Ders,Her Seviyede Özel Ders Ankara,Ankara,50 Tl Özel Ders,Osman Çakır Özel Ders,Ankara Özel Matematik Dersi Verenler,Matematik Dersi İlanları,Özel Ders Öğretmen,Ankara Özel Öğretmen, Sizinde Böyle Bir Web Siteniz Olsun Tıklayınız.


Copyright © 2012-2013 Lisanslı Seo Dostu YepY Tema. Tüm Hakları Osman Çakır'a aittir. Ankara Özel Matematik Dersi.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol